Evrim Balıkçı: " Kalbin yaydığı elektromanyetik enerji, beynin yaydığı elektromanyetik enerjiden çok daha büyük"
Son yıllardaki düşünce ve hissetme gücüyle, olumlamalar ve bilinçaltı üzerine yapılan çalışma farklı yöntem ve söylemlerle ortaya çıkıyor. Bu yöntem ve söylemler çeşitlenirken uygulanabilirlik giderek karmaşık bir hale geliyor. Karmaşaları berraklaştıran yalın ve samimi duruşuyla, niyet edip yol almak isteyenlere barışı veren Yaşam Koçu Evrim Balıkçı'yla bir araya gelin. Youtube kalından merak edilen her konuda videolar yayınlayan ve yaşama dair farkındalığı arttıran Evrim Balıkçı'yla yaşam koçluğundan bilinçaltına keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Evrim Balıkçı kimdir?
Evrim Balıkçı, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji odasını okurken aslında psikolojiye ilgi duymaya başlayan ve bu arada hep psikoloji kitapları okuyan, hayata kafa yoran, insanı anlama çalışan bir yapım hep oldu. Okulu bitirdikten sonra da kişisel gelişim kitaplarını okumaya devam ederken hem kendi yaşam sorunlarımla uğraşmaya başladım aslında, dip yaşadığım dönemler 2006 yılında oldu. Ve orada bu sorunu ben neden müşterilerle kuantumla tanıştım. Kuantum düşünce teknikleriyle ve de olumlamalar kendi bilinçaltım, olumsuz inançlarım, ihmallerim, tutunduğum şeyler. Geçmişte neyi yanlış yaptım, bugün neden buradayım. Bütün bunlara yanıt ararken kauantum düşüncesi ile tanıştım. Ondan sonra zaten kuantumu sürdürmeye ve öğrendiğim kadarıyla kendi ömrünü sürmeye başladı. Ve çevremde de ilgilenen bir iki arkadaşımın var olduğu birlikte sinerjik bir tarzda yola çıkmaya ben gerçekten adım adım o dipten yukarıya çok güzel çıktığını gördüm. Geçebileceğini gördüm.
Yaşam Koçu olmaya nasıl karar verdiniz?
Düşünce gücüne dair kitaplar 1980'lerde Türkiye'de okunmaya başladı. Ama düşünce gücü böyle buyurce bir masal bir ütopya gibi geliyor insana. Ama gerçekten değerlendirince böyle bir şeyler hayatımızın etkisini görüyoruz. Düşüncelerimizi fark etmeden genişletme. Bize nasıl etki ederek günlük hayatımızda aslında fark etmeden yaşıyoruz. Aslında bunu fark edip beklemeye başladıklarında ve onların yerine olumlularını koymaya başlayınca yavaş yavaş sonunda nasıl etkilenmemeye başlıyorsun. Ve insanlara dokunabildiğini, öğrenebildiğini, aktardığını, insanların gidişini ve beni bunun ruhen çok beslediğimde bu alana profesyonel olarak geçmeliyim diyerek ve bu düşünce ile yaşam koçluğuna başladım. Eğitimlerini tamamlayarak ve kişisel gelişim alanında daha birçok eğitim de birlikte almak gerekiyor.
Kendi yaşamlarını sorguladıklarınızın sınavlarını bir danışman olarak danışanlarınızın zorluklarına son vermek nasıl bir geçiş oldu?
Yaşam Koçu, kişisel gelişim sürecinde kayıp kazanım kişinin kendisinde kaldığında yıllar alabiliyor. İnsanız ve sorunlarımız çok ortak, bir sorunu yaşamış ama aşmış insanlar hangi yoldan gittiler. NLP(Neuro Linguistic Programming)bu yolla oluşturulmuş yükü içerir. Başarılı insanların kendilerini çözerken belki farkındalıkları olmadan zihinsel programlarının deşifre edilmesiyle ortaya çıkardığı NLP yöntemleri. Dolayısıyla daha önce o zorlukları aşmış insanlar bu zorlukları nasıl aşmışsa biz de böyle bir amaç için yol izleyeceğiz oluşturulmuş bir tekniktir. Dolayısıyla Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Danışanı anlamak, empati yapabilmek ve onun üzerinde hissetmek için onu yaşamış insanların yaşam deneyimi, kişinin de hayatta kalması bir takım sorunlarını yaşayarak bu alana yönelmiş olan insanların danışmanı olarak, koç olarak danışanlarına daha da yararlı olabileceğini düşünüyorum. Ben de öyle bir süreçten geçerkenm için o sürecin kolay olmadığını da biliyorum. Kendi başımıza aşmak farkında olsak bile kolay olmuyor. Birisinin dışarıdan bir desteği, motivasyonu çok önemlidir. Yönlendirme yapmadığınız koçlukta ama hayatın kuralları ve kuralları da bellidir. Ne sonuç nasıl sonuçlar, aslında belirsiz değildir.
Kariyer, yoğun ve ilişki koçluğunuz çalışma alanlarınız. Bu üç alanın önemi nedir sizin için?
Aslında bu gruplarınızı toplasanız hepsi de bilinçaltıyla ilgili. Bilinçaltındaki olumsuz inançların özellikle çocukluktan bugüne insanın yaşama bakış açısı, yaşam planı… dünyanın incelediği için bu düşüncemiz üç alandaki bilinçaltını fark etmek ve oradaki olumsuz inançları ve yineleme düşünce gücüyle ilgili. Ancak hem iş yaşamımın bana verdiği deneyimler nedeniyle kariyer koçluğu, hem danışanların daha çok yöneldiği sorunu olan sunduğu en çok tanıtımla ilgili olduğunu görüyorum. İnsan, açıklamalarla gelişiyor ve daha hızlı tekamül ediyor. İnsan insana dokunarak, insan ev evini etkileyerek evirmenin faydasını etkileme rolü oynuyoruz. O yüzden başı çeken açıklamalar. kariyer koçluğu, hedefiniz var ve ona gitmekte size güven eksikliği ya da bir takım bilinçaltı inançlar varsa onları dönüştürdüğünüzde zaten, bilinçaltı telkinleri, olumlamalarla ve ürettiğimiz diğer NLP uygulamalarıyla inanca dönüştürdüğünüzde o zaman kişi hedefine daha çok ulaşabildiğini görüyor. İnanç yükseliyor, motivasyon yükseliyor. Hedeflere hangi yollardan ne yapacağımızı belirleyeceğiz. Dolayısıyla kariyer koçluğunun da kişisel kariyerine yönelik yönü önü açılıyor.
Yaşam Koçluğu bunların bütününü mü oluşturuyor?
Evet, Yaşam koçluğu, aslında bu bileşenleri kapsayan bütünsel alandır. Bir danışan ilişkisi ya da kariyer koçluğu için gelse dahi ben bütünsel olarak kişinin yaşam koçluğunu yapmayı tercih ediyorum. Çünkü belli hakkında tanımladığı bir sorunu başka alanlarla bağlantılı olabilir. Kişinin bir alanda tüketebileceği hizmetler olabilir ama başka alanlarda da desteği almak için başka sorunları var mı onları da bir çekiyoruz. Çünkü bunlar birbiriyle bağlantılı olabilir. Hepsine dokunduğumuzda genel olarak grubun yaşamında yükselme sağlanıyor ve bu süreç zaman içinde yer alıyor. Üç, beş ay altı aylık zaman kapanabiliyor hatta bu süreç. Değişim, istenen karşılama genellikle bir iki seansla olmuyor.
Ve en çok merak ettiğimiz: Kuantum...
Kuantum, her şey enerji ve atom altı düzeyde de elektronların hareketinden özelliklerine kadar iniyor. Oradaki enerjinin protokolü, esasında orada da bir bilinç ve olasılıklar olduğundan. Olasılıklar vardır ve haberleşme vardır hayatta kalma, atom altı düzeyde de bu böyledir. Bizim yaşamımızda da tercih etmeden önce bir sürü olasılığımız vardır. Ama biz düşüncede kuantum fiziğinde de gözlemci bakışında sonucu değiştiriyor. Deneyler bunu söylüyor. Gözlemcinin düşüncesinden etkilenen atom altı ifadeler ona göre yön buluyorlar, ona göre sonuçlanıyorlar. Dolayisiyla, kucuk kucuk dogurmayi kisisel kisisel gelisime uyarladiginizda yasamda secenekler, bircok deneme ve olasilikler var. Bizim düşüncelerimiz ne odaklıysa, ne düşünüyorsak aslında o inandığımız şeylerden enerjiyle o olasılığına verebiliriz. O yaşama ihtimaliniz aslında. Sonra da sonucu gördüğümüz ve sonucun artması ben böyle bakmak için, ben buna genellemek için öyle cereyan almayı idrak boyumuz. Yani kuantum düşüncesi biraz bunu söylüyor. Bu arada hep ne hedefü fark edeyim, ben şimdi pozitif düşünüyorum ve pozitif olsun demekle olmuyor. Niye olmuyor çünkü diskurların zihninle düşüncelerinden daha çok o alan, kuantum çevresindeki bilinçaltı düşüncelerindeki inançlar daha güçlüdür. Orada duygu vardır, ama olumlamalarla ve davranışımız diğer kartlar üzerinde zihinde yaptığınız uygulamayla aslında bilinçaltını dönüştürebilirsiniz. Bilinçaltını dönüştürdüğünüzde ilerleme, ondan sonra sonuca doğru ilerliyor. Bilinçaltını oluşturma oradaki olumsuz inançları tespit etmek onları olumluya dönüştürmek için belli bir süre uygulama yapmak gerekir.
Siz kanalınızda” hissi” diyorsunuz buna…
Evet, duygu. Kalbin yaydığı elektromanyetik enerji beyinlerin yaydığı elektromanyetik enerjiden çok daha büyük ve yönlendirici, bilinçaltında duygular olduğu için içinizde hissettiğinizde de bilinçaltına çok daha kolay kabul ettirirsiniz. Bir hayal kurmak, imajinasyon çok önemlidir. Ben de bunu çok eseri keşfettim çünkü ön yargılar ve bize öğretenler arasında hayal kurma, hayal dünyasında yaşama gibi programlar var ve hayalci olma gerçekçi ol! Somut'un ortaya koyduğua, bilimin söylediklerine inan, kanıt olması gerekiyor bir şeyi gerçeğe dönüştürmemiz için. Ama gerçekten hayat her zaman öyle işlem yapıyor. Metafizik artık günümüzde daha çok öne çıkmaya başladı.
EFT nedir?
EFT (Emotional Freedom Techniques – Duygusal Özgürlük Tekniği) binlerce yıldır kullanılan akupunktur ve akuspresuradan temel iğnesiz akupunktur yöntemidir.
Başta duygunun ölçüldüğü özellikle arzulanan korkular, olumsuz duygular, öfkeler affetme uygulamalarında EFT'yi çok yoğun kullanırım ben. Belli noktalara vuruş yapılıyor ama önce bir duyguyu ve negatif enerjiyi değiştirmek için önce onu kabul etmek gerekiyor. Kabil'in yaptığını değiştirmeye karar verebilirsin. EFT'yi anlatmak çokta kolay değil, EFT'nin günlerice süren eğitimleri olabiliyor. EFT'de kullanılan ve kalp cümleleri, kişinin ihtiyacına uygun önce tespit ettiğimiz olumsuz cümleyi söylüyoruz sonra “buna rağmen” diyerek ilk kısmını iptal ediyoruz yerine olumluyu ortaya koyuyoruz.
Bilinçli yapılandırılmış bilinçaltı çalışmasıdır. O anda kişide o bilinçaltındaki durum değişiklikleri, duygunun bedenden atılımını sağlar. Olumsuz duygular korkular, geçmişten gelen yükleri affedilmemişse, bu çalıştırma yapılmamışsa bu enerji noktalarında tıkanıklık olur. Biz bu enerji noktalarına vuruş yaparken oradaki duyguyu boşaltıp yerine olumlusunu ortaya koyuyoruz. Hem de gördüğümüz biriken geçmişten gelen o duygunun olumsuz kanatlarını ve davranışlarını da vuruşlarla açmış oluyoruz. Böylece vücut ve zihin rahatlıyor. Ben biraz da EFT'yi NLP yöntemleriyle de birleştirerek yürütüyorum.
Kişiler EFT'yi tek başına uygulayabilir mi?
EFT'nin hiçbir zararı yoktur. Belki tek temizleme yaparsınız bir uzman kadar hızlı sonuç alamayabilirsiniz. Ama yine de duygu rahatlamasını sağlarsınız ve yaptıkça da ustalaşırsınız. İnternette bu konuda çok video var. Kişileri izleyerek onları kendi kendine yapabilir. Özellikle EFT'yi uzman olmadan kendi kendine yapan kişiler, günlük olaylarıda gerçekleştirerek çok kolay sonuç alır. Mesela bugün birisini incitti siz de kendinizi ifade edemiyorsunuz. Hemen EFT'sini yapın o anda ondan kurtulmuş olursunuz. Öfke birikmemiş olur. En sahiplenilen kişiler kendi kendilerine bugün yeni duyguların unutulması adına uygulayıp olumsuz duygudan kurtulmuş olurlar. Bu aynı zamanda kendine, duygularına zaman kısıtlamasıdır.
Yazı NLP, EFT ya da birçok spritüel tekniğin merak uyandırması, çok takip edilmesinin sebebi nedir?
Aslında kendimize yöneldikçe, duygularımızı dinledikçe her şeyi çözüyoruz. Ama günümüzde insan duygularından kaçmaya programlı maalesef, duygulardan kaçıyoruz. Bastır, örtün, eğlenin, televizyon izle, kalabalığa karışır, arkadaşlarla buluşur… Ama yalnız kalma!… İnsan zaten kendi kendine dinlemediği için bugün bu kadar çok rahatsız hissediyorsunuz. Psikolojik tutukluluk, depresyonun günümüzde erkeklerin gerekçesi sistemi ve kapitalist düzenin insanı oynaması, ondan uzaklaşması. Modernliğin beraberinde getirdiği böyle anormal durumlar var ve şimdi Post Modern dönemde daha çok sadeleşmek, kendine dönmek, daha çok ruhsal hayatın ağırlığını kazanmaya başladı. Batıda Yoga, düşünce ya da içsel kullanımlara önem verilmeye başlandı. Uzak doğudan etkilenerek uzak doğuya seyahatler batı dünyasında da yükselmeye başladı. Yani huzursuz ve mutsuz olan insan bir şekilde çözüm arayışına giriyor. Sitem ne kadar bizi belli oranda kendilerinden uzaklaştırıp sorunlardan kaçışa yöneltmiş olsa da insan o sorunlardan gerçekten uzaklaşmak istiyor ve çözüm arayışına odaklanıyor. Bu araştırmanın ve çalışmanın nedeni de bu arayıştır.
Bütün bu güzel düşünceden bahsetmeen zihin ve beden ölçüsü için insanlara el uzatan Evrim Balıkçı nasıl yaşıyor peki?
Mahatma Gandhi'den “Dünyada Bilgi sahibi olmak, kendisinin sen ol”. Elbette ben hep pozitif kalıyorum kesinlikle mükemmelim demiyorum. Benim de zorluklarım oluyor ama oradan çıkmam çabuk oluyor. İki yıldır yoga yapıyorum; kendi içine dönmek kendini fark etmek, zihnini kontrol etmek Yogayla mümkün oluyor. Çok ciddi oynuyorum, daha önce sporcu bir duruşum olmasına rağmen bugün Yoga'nın bana kattıklarını yaşıyorum. İnsanın kendine değer vermesi kendine zaman ayırmasıdır. Yoga olmasa bile kişisel yeteneğe uygun bir spora yönelmesi çok şey katıyor insana. Belki her gün yapamayabilirsiniz, haftada bir kere yaparsınız ama önemli olan “ben yapamıyorum” diyerek onu dışarı atmaktan vazgeçmemektir.
Sonra şunu çıkarın kendi hayatımla ilgili; Köleliklere gelincek eski sigara iç bir insandım ve bugün kullanmıyorum. Bağımlılıklarımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. İlişki bedeli, kahve bedeli her şey bu olabilir. Sağlıklı ruh hali, pozitif düşünmek bütünseldir. Bedeninize dikkat ettiğinizden ayrı düşünülemez.
Aynı zamanda Vegansınız değil mi?
Evet. Manevi konular ve uygulama diyorsak eğer, hassas, adalet ve arımak diyorsak yoga gibi veganlıkta bu konularla alakalıdır. Ben buna, katı gelebilir ama “damak tadı bencilliği” diyorum. Verilerini gösterdiğinde, biraz araştırdığında insanlar hak veriyorlar vegan yaşam tarzının haklılığına, ama “o damak tadından vazgeçemem” diyor. “Balık yemeyecek miyim”, “etten vazgeçemem” diyor. Ben de bir hayvanın evlat edindiği o bir anlayış damak tadından daha değerli olduğunu bildiklerim. Eğer çocukları aşmaktan yapmaktan alıkoymak, dışavurmak geliştirmekten ve tekamülden inşa etmek, ruhsal olgunluktan geçmek burada en önemli nokta kişisel gelişimde egonun terbiyesi, egoya hakim olmak, dininizde de bu nefse hakim olmak istiyoruz. Dolayısıyla veganlık, nefse hakim olmakta olan bu grupları ve söylediklerini çalıştırmayı gerektirir. Gönüllü oruçtur vegan yaşam tarzı. Ve bunu adalet ve merhamet için yaparsınız.
Tüm bu yaşam tarzınız koçluk tarzınızı, danışanlarınızı da gözetmek mi?
Ben bir uzmandan yardım alacaksam, nasıl bir insan bilir, nasıl empati kurduğuna bakarım. Ben çok danışan almıyorum, az kişiyle ilerliyorum çünkü bana göre bir götürdüğü seans haftada 45 dakika çok az. kullanılan koçluk ya da bu tip "seanslar doldu bitti kalanını sonra görüşürüz" olmamalıdır. Danışan görüşmeden bir tanesini çözdüğünü tıslayarak konuşmaları gerekiyor. Benim de içime sinmesi gerekiyor ve seansın. Bütün bunları idame çalışan bir Yaşam Koçuyum.
Ben ön görüşme yapıyorum, bana gelen danışanlarla, ona yardımcı olabilir miyim yoksa onun sorunu için bir psikoloğa mı gitmesi gerekiyor. Kullandıkları konuşmalardan, belirledikten sonra ilerliyoruz. Ama ilerlediğimiz süreçte de o uyumu hissetmezsem ya da faydalı olduğunu görmezsem keserim görüşmeyi. Yani burada amaç fayda sağlamak olmalı ve gerçekten maddiyat ikinci boyutlar kalmalı, bu işi ciddi yapıyor olmanız, ruhsal doyum sağlaması gerekiyor, insanların hayatlarındaki değişim ve iyi süreçten sonra görülenden sonra zaten her şey çok yolunda ilerliyor. İnsanlar da güdü olarak ilerliyorlar. Zaman kısıtlamaları yapmıyorum. En kısa seansım iki saat sürüyor benim, ayda altı saat çalışarak somut olarak, aralarda ihtiyaç duyarsa kişi telefon desteğiyle yine irtibatta kalıyoruz.